Türkiye Cumhuriyeti ikinci yüzyılına giriyor. Bir varoluş mücadelesini kazanarak kurulan cumhuriyetin ilk yılları ekonomik açıdan güçlüklerle dolu bir dönemdi. Devralınan Osmanlı borçları ödenmeye çalışılırken bir yandan da kendi kendine yeten bir ekonominin kurulması için adımlar atılıyordu. Geçen 100 yılda Türkiye, uluslararası ekonomik koşullar çerçevesinde birçok ekonomik model uyguladı. 1929 krizine kadar ticaretin serbestleşmesiyle kendini gösteren liberal politikalar uygulanırken krizden sonra daha devletçi politikalara geçiş yapıldı. 1950’lerde yine bir serbestleşme döngüsünü 1960’lardan 1980’lere kadar planlama ve ithal ikameci model takip etti. 1980’lerden bu yana ise belli dönemlerde farklı uygulamalar görülse de ihracat odaklı neo-liberal politikalar takip ediliyor.
Ekonomik modeller değişse de cumhuriyetin ilk yüzyılında tarım ağırlıklı ekonomik yapı yerini sanayi ve hizmetler sektörünün başrol oynadığı bir ekonomiye bıraktı. Ulaştırma altyapısının gelişmesi de bu gelişime önemli bir dayanak sağladı. Cumhuriyetin kazanımlarıyla kadınlar eğitime daha fazla katıldı ve alınacak daha fazla yol olsa da tarım dışı sektörlerde artık daha fazla kadın çalışıyor.
Veri Kaynağı olarak dört ekonomik değişkenle Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yüzyılını ele aldık.
- 100 yılda toplam karayolu ağı uzunluğu 3,5, toplam demiryolu ağı uzunluğu ise 9,5 katına çıktı.